VEREM ÖNLENEBİLİR VE TEDAVİ EDİLEBİLİR
Verem önlenebilir ve tedavi edilebilir

08 Ocak 2013 Salı 09:02
Verem ya da tüberküloz, Mycobacterium tuberculosis adı verilen bakterinin neden olduğu bulaşıcı bir hastalık. Bu hastalığa neden olan bakteri R. Koch tarafından 24 Mart 1882 tarihinde bulundu. Bu nedenle bakteri, Koch basili adıyla da biliniyor. Çoğunlukla akciğerlerde ortaya çıkan bu hastalık nadir de olsa diğer organları tutabiliyor. Bu bakteri vücuda girdikten sonra hemen hastalık oluşturmayabiliyor, vücut direncinin düşmesi gibi etkiler yaratarak daha sonra vereme neden olabiliyor.
3–9 Ocak tarihleri arasında kutlanan 'Veremle Savaş Haftası' dolayısıyla bir açıklama yapan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Tarakçı, verem (tüberküloz) hastalığına ilişkin önemli soruları cevapladı.
Verem nedir?
Verem ya da tüberküloz, Mycobacterium tuberculosis adı verilen bakterinin neden olduğu bulaşıcı bir hastalık. Bu hastalığa neden olan bakteri R. Koch tarafından 24 Mart 1882 tarihinde bulundu. Bu nedenle bakteri, Koch basili adıyla da biliniyor.
Verem Hastalığının Belirtileri nelerdir?
Akciğer vereminde kilo kaybı, iştahsızlık, hafif ateş, özellikle geceleri artan terleme, halsizlik gibi genel belirtilerin yanı sıra akciğerde meydana gelen doku reaksiyonu ve harabiyet neticesinde öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme, ilerlemiş olgularda nefes darlığı gibi akciğere özgü belirtilerle kendini gösteriyor. Bu belirtilerin hiçbirisi vereme özgü değil ve birçok akciğer hastalığında aynı semptomlar bulunuyor. Ayrıca daha nadir görülmekle birlikte, diğer akciğer dışı organ veremlerinde hasta olan organlara özgü belirtiler görülüyor. Örneğin kemik ve omurga vereminde sırtta ve kemiklerde ağrı, böbrek vereminde idrarla ilgili yakınmalar, lenf bezi vereminde vücudun çeşitli bölgelerinde şişlikler görülebiliyor.
Veremin Bulaşma Yolları Nelerdir?
Hasta insanın öksürük, hapşırık gibi güçlü solunum faaliyetleriyle ağzından saçılan çok küçük damlacıklar içindeki verem bakterileri dış ortama salınıyor. Verem hastası kişi her öksürdüğünde, ortalama 3500–10000 civarında verem basilini havaya salıyor. Bu küçük damlacıklar aynı sigara dumanının havada uzun süre asılı kalması gibi iyi havalandırılmayan kapalı ortamlarda saatlerce havada uçuşuyor. İşte böyle bir ortamda bakteri içeren bu damlacıklar sağlıklı insanlar tarafından nefes alma esnasında akciğere çekiliyor ve bakteri sağlıklı insanın organizmasına giriyor. Yani bu birey verem basili ile enfekte oluyor.
Kimlerin vereme yakalanma riski daha yüksektir?
Kontrol altında olmayan şeker hastalığı, AIDS, beslenme bozuklukları, kronik böbrek hastalığı, mide ve bağırsak ameliyatları, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç tedavisi, maden işçisi hastalığı (örneğin Silikozis), ağır stres ve alkolizm savunma sistemini bozarak erişkin tipi tüberküloz hastalığına yol açan risk faktörleri arasında. Ancak birçok olguda da hiçbir neden saptanmaksızın hastalık ortaya çıkabiliyor. Bazen de basil daha vücuda ilk girdiğinde savunma sistemi yeterli bir direnç gösteremediğinden doğrudan hastalığa neden olur ki, bu tür verem hastalığına primer tüberküloz adı veriliyor ve çoğunlukla çocukluk veya ergenlik döneminde görülüyor.
Verem teşhisi nasıl konur?
Akciğer vereminin kesin tanısı, hastanın balgamında verem mikrobunun yani Mycobacterium tuberculosis'in tespit edilmesiyle konuyor. Bunun için tercihen sabah aç karnına çıkartılan balgam ince bir cam üzerine yayılıp özel boyalarla boyandıktan sonra mikroskopta inceleniyor. Verem mikrobu mavi boyanmış zemin üzerinde kırmızı ince çubuk ya da çengel şeklinde yapılar olarak görülüyor. Balgamda verem mikrobu 15 gün ara ile ikişer kez bakılmasına rağmen görülemezse, hastanın verem olup olmadığına klinik bulgular, akciğer grafisi, bazı kan tahlilleri ve PPD testi gibi diğer yöntemlerle uzman bir hekim tarafından karar verilip tedaviye başlanabiliyor. Özellikle hastalığın başlangıç dönemlerinde akciğerdeki bakteri sayısı az olduğundan, balgamda verem mikrobu görülmeyebiliyor. Balgamda verem mikrobu tespitinin daha duyarlı ve kesin bir yöntemi de kültür çalışması yapmak. Burada alınan balgamın bir kısmı verem mikrobunun üremesine müsait besi yerlerine ekilerek 3–6 hafta bekleniyor. Eğer balgamda verem mikrobu varsa bu süre sonunda besi yerinde her bir verem mikrobunun üreyerek oluşturduğu basil kolonileri gözle görülüyor ve hastalığın kesin tanısına ulaşılıyor.
PPD testinde, test solüsyonunun ön kolun iç yüzüne deri içi uygulanmasından 72 saat sonra, burada meydana gelen ve normal bir insanda 10 mm.’nin üzerindeki endurasyon (sertlik) pozitif olarak değerlendiriliyor. Pozitif PPD testi, vücudun verem mikrobu ile enfekte olduğunu gösteriyor. Ancak verem aşısı uygulaması da PPD testini pozitif hale getiriyor. Bu nedenle ülkemizde olduğu gibi verem aşısının (BCG aşısı) uygulandığı bölgelerde PPD testi pozitifliği, hastalık tanısı açısından fazla bir önem taşımıyor. Ancak önceden yapılmış PPD testi negatif olan bir kişide örneğin 1 yıl sonra tekrar yapılan PPD testi pozitif bulunmuşsa, bu hastanın bu süre zarfında verem mikrobu ile enfekte olduğu söylenebiliyor.
Verem tedavisi nasıl gerçekleştirilir?
Verem tanısı konulan hastanın tedavisine derhal başlanması gerekiyor. Bu sayede hem hasta en kısa sürede sağlığına kavuşuyor hem de etrafındaki insanlara hastalığı bulaştırma riski ortadan kalkıyor. Verem hastalığının tedavisi diğer enfeksiyon hastalıklarından farklı olarak uzun sürüyor. Tedavi başlangıcında 4 çeşit ilaç birlikte kullanılıyor. Tedavinin bu konuda uzmanlaşmış hekim ya da Verem Savaşı Dispanseri kontrolünde sürdürülmesi gerekiyor. Tedavide yapılan bazı hatalar verem mikrobunun kullanılan ilaçlara direnç kazanmasına neden olabilir ki, bu durumda hem tedavi süresi uzuyor hem de tedavi maliyeti artıyor. Verem tedavisinin en az 6 ay sürmesi gerekiyor, ancak hekim gerektiğinde bu süreyi 8 aya kadar uzatabiliyor. Özellikle düzensiz ilaç kullanımına ve tedaviyi yarım bırakmaya bağlı gelişen çoklu ilaca dirençli tüberküloz olgularında, tedavi 24 aya kadar uzuyor ve başarısızlık oranı da artıyor.
Tedavi ile hastalarda yüzde yüz şifa sağlanabilir mi?
Günümüzdeki modern ilaçlarla verem hastalarının hemen hepsi başarıyla tedavi edilebiliyor. Ülkemizde verem ilaçları, Verem Savaşı Dispanserlerinde ücretsiz olarak alınabiliyor. Ancak tedavi başarısı için hastanın tedaviye uyumu, ilaçları düzenli ve kesintisiz, hekiminin önerdiği şekilde kullanması büyük önem taşıyor.
Veremden korunma yolları neler?
Veremden korunmanın en etkili yolunu, hastalığın erken teşhisi ve başarılı tedavisi oluşturuyor. Ülkemizde doğumdan sonra 2–3 ay içinde uygulanan ve zorunlu bir aşı olan BCG aşısı, özellikle çocukları verem hastalığından koruyor. Mikrop çıkaran hasta ile aynı evde yaşayanlar, özellikle çocuklar için koruyucu tedavi veriliyor.
Verem hastaları nelere dikkat etmeli?
Verem hastalarının dikkat etmesi gereken en önemli şey; hekiminin önerdiği şekilde ilaçlarını düzenli ve kesintisiz kullanmaları, kontrollerini aksatmamalarıdır. Ayrıca beslenmelerine dikkat etmeleri, çevrelerini ve kendilerini koruyacak tedbirleri almaları da çok önemli.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2008 Vilayet 26

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.